Geleceğin Dijital Oyuncuları: Z Kuşağı
Dijital dönüşümün en önemli tanıklarından olan Z Kuşağı’nın markalar ile olan ilişkisini irdeliyor; onların Kullanıcı Deneyimi (UX) ve SEO çalışmalarında marka bünyesine nasıl fayda sağlayabileceğini ifade ediyoruz.
Kendisinden önce gelen nesillerden farklı olan Z kuşağının davranışları, kendilerine pazarlama hizmetleri sunan işletmeler için de yeni bir çalışma alanı oluşturmuştur. Z Kuşağı’nın çalışan olarak endüstri içerisinde sayısının artması ve zamanla büyük bir yer kaplaması nedeniyle genç nesil ile nasıl çalışılacağını öğrenmek ve bu doğrultuda stratejik adımlar atmak, işletmelerin geleceği için büyük önem arz ediyor.
Z Kuşağı kimdir ve kimlerden oluşur?
Zoomers olarak da tanımlanan Z Kuşağı denilince aklınıza ilk olarak sosyal medya ile iç içe olan bir nesil gelse de bahsettiğimiz bundan çok daha fazlasıdır. 1997 sonrasında doğmuş olan bireyler olarak tanımlanan Z Kuşağı şu anda Amerika’nın toplam nüfusunun %28,7’sini oluştururken, 1946-1964 yılları arası doğan Baby Boomer (Bebek Patlaması) %21,8; 1980-1996 yılları arası doğan Y Kuşağı ise nüfusun %22’sini oluşturuyor.
Bu istatistiklerden daha şaşırtıcı olan durum ise Z Kuşağı’nın en eski üyelerinin artık 20’li yaşlarında olması diyebiliriz. Bu grup, gençler ve çocuklardan oluşsa da teknolojinin gelişmesi ve dijital dönüşümün içerisinde hızla büyüyen bu oyuncular, dünya ekonomisinin önemli bir bölümünü kapsıyor. Küresel tüketicilerin yaklaşık %40’ını oluşturan Z Kuşağı’nın harcama gücü yaklaşık olarak 143 milyar dolar olarak kayıtlara geçiyor.
Zoomer’lar dijital dünyada nasıl konumlanıyor?
2014 yılında İngiltere İletişim Ofisi tarafından yapılan bir deney ile ortalama 6 yaşındaki bir çocuğun 40 yaşındaki bir bireye göre dijital ortamda daha iyi performans gösterdiği test edilmiştir. Bu yeni neslin büyük kısmının sağlam bir teknoloji anlayışına ve kendinden büyük insanlara rakip olan bir beceriye sahip olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Bu durum pandemi krizi nedeniyle dijital kaynakların kullanımının çoğalmasıyla birlikte daha büyük bir artış gösteriyor.
Pew Social Trends, yakın tarihli bir makalesinde, yetişkinlik yıllarında büyük bir kriz ile karşılaşan Y Kuşağı gibi Z Kuşağı’nın da pandemiden uzun bir süre etkileneceğini belirtti. Her zamankinden daha rekabetçi bir iş piyasasının varlığını ve dijital becerilerin yüksek talep gördüğünü göz önüne aldığımızda dijital alanda yapılan bir kariyer son derece çekici hale geliyor. Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) çalışmaları sürekli olarak değişse de bu iş alanı önemini koruyarak her geçen gün daha yüksek oranda markaların geleceği için belirleyici bir rol oynuyor.
Z Kuşağı, markalar ile olan ilişkisinde nasıl bir tutum benimsiyor?
Marka ile ilişkileri kendinden önce gelen nesillerden oldukça farklı olan Z Kuşağı’nı hedef kitle olarak seçen işletmeler için durum biraz karmaşık bir hal alıyor. Dünyanın en büyük bilişim şirketi olan IBM’den gelen raporlar, Z Kuşağı için marka sadakatinin kazanılmasının gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Markalarda kişisel değerlerinin bir yansımasını arayan ve markaları kendileri ile özdeşleştiren Z Kuşağı’nın marka sadakatine direniş gösterdiği ve onlarla etkileşimde bulunmanın daha zor olduğu da yapılan araştırmalar arasında.
Günümüzde oldukça yüksek oranda reklam kirliliğine maruz kalan tüketicilere ulaşmak daha zor bir hal alıyor. Bu kalabalık içerisinde Z Kuşağı’nın ilgi süresinin 8 saniye olduğu belirtilirken, yapılan çalışmalarla bu kuşağın aslında 8 saniyelik filtreleme özelliğine sahip olduğuna vurgu yapılıyor. Bu süre, Zoomer’ların gün içerisinde karşılaştıkları pazarlama yöntemlerini hızlı bir şekilde işleyip marka veya üründe gerçekte önem verdikleri şeylere odaklanmalarına karşılık geliyor.
Pazarlamacılar, marka bağı kurmanın oldukça zor olduğu Z Kuşağı’nın reklam girişimlerini göz ardı etmeye olan eğilimi ile mücadele etmek için yeni strateji ve yöntemler geliştirmekte. Örneğin, deneyimden hoşlandığı kanıtlanan Z Kuşağı için sanal gerçeklik ile sunulan pazarlama teknikleri büyük ilgi uyandırıyor. Alternatif pazarlama yolları arayan markalar, günümüzde özellikle TikTok ve YouTube gibi sosyal medya kanalları ile tüketicilerin ilgisini çekmeyi hedefliyor.
Z Kuşağı arama motorlarını nasıl kullanıyor?
Doğrudan reklamlara yanıt vermese de arama motorlarını sıklıkla kullanmaya alışkın olan Z Kuşağı’nın ilgi duyduğu alanlara erişmek de bu açıdan önem taşıyor. Z Kuşağı’ndan daha uzun bir geçmişe sahip olan arama motorları, -ilk kez 1990 yılında kullanıldı- bu yaş grubu için ikinci bir doğa görevini görüyor. 8 saniyelik filtreleme süresine rağmen değerli buldukları konuya da yüksek derecede odaklanabildikleri ve derinlemesine araştırma yaptıkları gözlemleniyor. Marka sadakatine olan ilgisizlikleri, diğer nesillere göre büyük markaların web sitelerini tercih etme olasılıklarının da düşük olabileceğini gösteriyor. Aynı zamanda Kullanıcı Deneyimi’ne (UX) oldukça önem veren neslin, yapılan bir anket sonucu %60’ının yavaş olan bir siteden hemen ayrıldığını belirtiyor.
Arama Motoru optimizasyonu çoğu genç için ana akım kariyer hedefi olmasa da Dijital Pazarlama alanında kariyerini sürdürmek isteyen herkesin karşılaşacağı bir yol oluyor. Bu nedenle bu neslin üyelerinin şu an tüketici konumda olsa da ilerleyen zamanda müşteri tarafından pazarlamacı tarafına geçeceği gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Henüz 2020 yılında iş gücünün %24’ünü oluşturan Zoomer’lar hali hazırda iş gücünün büyük bir parçasıyken bunun sürekli olarak artacağı yadsınamaz bir gerçek oluyor. Analitik kavramlara aşina olan bu neslin pazarlamacı rolünü üstlendiğinde müşterinin bakış açısıyla yaklaşım yapabilecek oluşu da oldukça önem taşıyor.
Z Kuşağı, markalar için birçok yönden gizem teşkil etse de sektöre hakim olarak yetişmesi ile potansiyelinin asla göz ardı edilmemesi gerekir. Araştırmalar ile elde edilen bulguları göz önünde bulundurarak, geleceğin dijital oyuncularını iyi bir şekilde gözlemleyip onları marka bünyesine katmak akıllıca bir strateji olacaktır.